"Abd'estli olmanın gücü"
- umut asma
- 13 Ağu 2022
- 3 dakikada okunur
Yeryüzü ve yaratılmış canlıların; Allah'ı, yani "yerdeki ve göktekilerin Rabbi"ni tesbih ettiğini okuduğumuz kitaplardan ve izlediğimiz belgesellerden biliyoruz. Peki; yeryüzü ve kàinat, tüm varlığıyla insanoğluna hizmet için varsa, neden Allah'ı zikrediyor?
Her bir hücre canlıdır; bitkideki, insandaki, madendeki. Bütün bu hücreler birer melek hükmündedir. Çünkü meleklerde ki akıl sistemi, bu hücreler içinde geçerlidir. Şimdiye kadar yapılan keşiflerde; atom olarak adlandırılan bu en küçük "parçacıkların ve hücrelerin yaşadıkları her an;" Allah'ın onlara can verip kendilerinin yaratıldıklarını biliyor olması ve vahiy edilen, yani verilen görevi yerine getiriyor olmasıdır. Böylelikle; zerreler, yaratıldığının bilincinde olup ve bunun şükrü olarak, emredileni yaparlar.
Allah sebepsiz hiçbir şeyi yaratmaz. İşte bütün canlı birer hücrelerden oluşan, evren ve kainatın, bir tek hedefi vardır; akıl ve hür irade mekanizması ile; Allah'ın birliğini ve alemlerin rabbi olduğunu tespit edecek olan, biz insanlara "hizmet etmek". Tıpkı; İlk insan; Adem peygamberin, kendisine bütün meleklerin secde ettiği ve bir tek şeytanın bunu yapmadığı olay gibi.
Bütün zerreler böyle bir iş için yaratılıp dururken, ki; bu zerreleri, vahiy edilenin aksine çeviren ve yapması gerekeni yapamayan, yani insana hizmet etmekten diskalifiye olmuş alkol hücreleri; Şeytanın, cüz'i iradeye fısıldamasıyla gerçekleşir ve üretilir. İşte; bütün kimyası ve metabolizması bozularak üretilen alkolün, Allah'ı zikredecek iradeye ve hücrelere, ihanet etmesin, onları yok etmesin diye, alkol haramdır.
Diğer melekler de; insanların bu idrak ve anlayışa varması, verilen şükür görevlerini yapabilmesi ve cenneti kazanmaları için yalvarıp dururlar.
İşte maddi ve manevi bize; insana hizmet eden bütün melek hükmündeki yaratılmışlar; abdestli bir insana hizmet ediyorsa, ki bu Allah'ı, zikretmektir, işte; bütün yeryüzü bu abdestli insanların önüne adeta bir kırmızı halı gibi serilir.
İşte; abdestliyken Allah'ı anmanın; (33 sübhanallah 33 elhamdülillah 33 allahu ekber) getirmiş olduğu tam isabetle, kainattaki bütün zerreleri hedefine ulaştıran insan, ayrıca kendi varoluş sebebi olan, "Allah'ı tanı ve bir olduğuna kanaat getir" emrini layıkıyla yerine getirdiği için, Ona hizmet eden Kainatı oluşturan bütün zerreler mutludur ve Allah'a inanan özgür bir iradenin hizmetinde olmaktan şeref duyarlar.
Allah'ın "kendisini tanıtması için yarattığı insanoğluna" önceden jest yaparak dünya nimetleriyle ikramda bulunması, daha dünyaya gelmeden rızkının hazırlanması ve yaratıcı Rabb'in, bize, delillerini getirmek üzere peygamberler göndererek, bizlerin daha fazla mükafatlanmamızı arzu etmektedir. Ayrıca akıl sahiplerine özgür irade vererek, gerçek hakikatin delillerine, inanıp inanmamakta serbest bırakmıştır.
Tespit; Peygamber efendimizin biricik eşi Ayşe validemizin, kendisine yardımcı olması için bayan hizmetçi istemesi ve efendimizin, "hizmetçiden daha eftâlini" ister misin diye tavsiye ettiği, namazlardan sonra yaptığımız bu tespih; yeryüzünün tüm zerrelerini memnun eder, kendilerini, hedefleri olan göreve ulaştıran akıl sahibi ve Allah'ı an'an o insana; hizmet için adeta boyun bükerler. Ve, bütün yeryüzü; Allah'ı tesbih edip ansın diye, o abdestli özgür irade sahibi insanın önüne serilip hayatını kolaylaştırır.
Kendisini yaratan Rabbine, an ve an tesbihde bulunan hücrelerin oluşturduğu; ağaçlar Kıyamda, hayvanlar Rukûda, cansız tabir ettiğimiz taş ve madenlerde secdededir.
İbadetin azı veya çoğu değil, devamlı olanı makbuldür kıssasından yola çıkan; "hiç bilenle bilmeyen bir olur mu" ayetini kavrayan akıl sahibi insanlar; "devamlı ibadet ediyor" cümlesine muhatap olmak için abdestli gezerler ve Allah'ı andıklarında, Rabb, kendi katındaki büyük meleklerine karşı, "Bakın, kendi hür iradesiyle beni nasıl seviyor, tanıyor ve anıyor" diye övünür.
O tesbih eden, yani Allah'ı gereği gibi anan kulların işledikleri günahlar da; Allah'a ve kullarına karşı hiçbir zarar vermediği için, o kulun affedilmesine sebep olur ve işlediği günahın fiziki kuralları gereği bu dünyada yaşayacak olan sıkıntısı da ortadan kalkar. Beraat eder.
Nasıl ki bir ilkokul talebesi, üniversite sorusunu bilemezse, ki; her ikisi de öğrencidir, devletin bütün imkanlarından faydalanır. İşte abdestli olmak, Abid, yani abd yani kul, yani abdullah, yani "Allah'ın istikamette olan kulu" statüsü kazandırdığı için, bizim için inşa edilen kàinatda, kulluk yolunda, tüm imkanlardan faydalanıp mezun olabilmemiz için, her an rızk yaratan ve insanların müstehâk olup sınıfta kalmasına gönlü razı olmayan Allah'ın (cc) şanı çok yücedir.

Comments