- PİYANGOLAR BİL MİRYAR! - İŞTE TEŞHİS!
- umut asma
- 13 Ağu 2022
- 2 dakikada okunur
BURSA/(GMP)- Ta ruhlar aleminden bu yana; 200.000 (ortalama bilinen) yıldır devam eden nesilden nesile silsile yolu ile gelen o ruh, sperm olarak ana rahmine düştü, nihayet hayat ve vücut buldu ve buradayız.
Peki buradan sonra yolculuk nereye? Fıtri istikamet şöyle gelişiyor: Çocukluk, gençlik, ihtiyarlık, ölüm, kabir, berzah, sur ve mizan, mahkeme, sırat ve cennet veya cehennem!
İşte bu yolculuğun hakikati bu iken ve hayatımızın en son neticesi; ebedi kurtuluş yada helaket iken, bize ne oluyor da ecnebilerin tuttuğu dalalet yolu olan ve sonu cehenneme çıkan küfr (inkar) yoluna hizmet edenlere sempati duyuyoruz?
Bir gün; Mehdi projesi çalışmalarının tanıtımını yaparken, Bursa Ulucami bahçesinde polis abiler yanıma geldi. Baktı ki basılı kâğıtlarda birşey yazıyor, ilgisini çekti. Okudu. Amirini çağırdı o da okudu. Sonra öbür arkadaşlarını çağırdılar onlarda okudular. Birbirleri ile istişare yaptılar en son beni Nilüfer Emniyetine götürmeye karar verdiler. Ulucamii'den Setbaşında bulunan polis aracına doğru giderken bir genç gördük yolda; elinde kartvizit gibi birşeyler vardı ve tek olan kızlara salça oluyordu, sanki görevliymişde birşeyler anlatma bahanesiyle tek kızları rahatsız ediyordu. Polise dedim; kardeş! bu yavşakları neden tutmuyorsunuz? bak kendin gördün! toplumdan tecrit edilmesi gereken bir vaka! sen ise gelmiş beni götürüyorsun?
Elhasıl, beni psikiyatriste çıkardılar, acaba aklım başımda mı değil mi? Bir bayan doktor vardı psikiyatri kliniğinde. Beni teşhis etmek için sordu: Bu hayattaki idealin nedir?
Size lazım olan cevabı vereyim ve burdan akıllı olarak gideyim mi yoksa gerçekten idealimi söyleyeyim mi dedim? Bizi boşver dedi, sen kendi idealini söyle!
- Ebedi cehennemden kendimi KURTARMAK! Ve gözleri boyanarak bu aleme neden getirildiğini unutan yurttaşlarımın akıllarını hakikate celb etmek, dedim. (Şöyle bir baktı! sanki bir böceğe bakıyordu. Halbuki, o bayanın başı açık Allah ve ahiretten bihaberdi.)
Ancak şunuda size söyleyeyim; buraya gelmeyi ben istedim. Bizzat devletin bu işlerden haberi olsun, bende kendimi bu projeyi insanlara anlatma kabiliyetim gelişsin. Ve sahneler ve konuşmalar vaki olsun ki; ileride toplumu aydınlatmak adına yapacağım çalışmalara menşei olsun. Peki dedi. Raporu yazdı. Savcıya gittik, ancak savcı beni içeri çağırmadı. Beni görmedi. Beni bırakacaklarını düşünürken, Nöbetçi mahkemedeki Hakime hanım bana 18 gün psikayatri tedavisine hüküm etti. Kanaat mı getirdiniz ki benim hakkımda böyle bir hüküm veriyorsunuz dedim! Savcı öyle istemiş dedi. Peki dedim Hakime hanım! Savcı benimle görüşmedi ki, nerden çıkarıyor böyle bir kanaati? Rapora bakmıştır dedi.
Teşekkür ederim vardır bunda bir hayır dedim ve gittim 18 gün hastanede yattım! - EVET! BU DEVLETİN BANA KOYDUGU TEŞHİS.
- İŞTE, BENİM DEVLETE KOYDUĞUM TEŞHİS!
Denetimli serbestlikte zorunlu kamu hizmetinde bir ilkokulda hademelik yapıyordum. Uzun yıllar sonra ilkokula gelmek beni duygulandırmıştı. Etrafı ve bahçeyi süpürge yapıyordum. Teneffüslerde birşey dikkatimi çekmişti. Kızlar ve erkekler hep birlikte oynuyorlardı. 1. Sınıftan itibaren hep iç içeydiler. Sonra bu "birlikte ders yapma ve teneffüs sistemini" zaman şeridine koyup, uzağa doğru bakmaya başladım. İlkokulda böyle samimi, Ortaokulda arkadaşlıklar heyecanlı, ergenlik çağında Liselerde yine kızlar erkekler birlikte; sevgili tadında. Üniversitelerde yatakta.
Şimdi; Yüce Yaratıcı, insanların ve hayvanların nesillerini sürdürmesi için verdiği üremenin karşılığındaki ve helal dairede yaşanması gereken cinsel haz duygusunu, kendi nefsinin sufli arzularına dönüştüren Avrupa Felsefecilerinin getirdiği sistemi; Müslüman fıtratına uymayan konsepti entegre eden devlet, aile kutsiyetini daha oluşmadan, tıpkı; GDO'lu tohum gibi daha aile bireylerini filizlenmeden kafalarını kopartıyor.
Elbette Ağustostan sonra ekilen darı'dan hayır gelmez.

Comentarios